Kripto para birimleri, diğer tüm iktisadi ve sosyal olgularda olduğu gibi bir dizi gelişmenin sonucu olarak, öncülleri ile ayrılamaz bir bağ kurarak ortaya çıkmışlardır. Satoshi Nakamoto’nun 2009 yılı başında çıkarmış olduğu kripto para birimi Bitcoin bir milat olarak kabul edilmiştir. Bitcoin’in piyasaya çıkışını referans noktası aldığımızda, bunun öncesindeki ve sonrasındaki bazı gelişmeler ve teknolojilerin tarihsel süreçteki katkılarından bahsetmek yerinde olacaktır.
1977 yılında Ron Rivest, Adi Shamir ve Leonard Adleman, soyadlarının baş harflerinin bileşiminden oluşan RSA algoritmasını bulmuşlardır. Ortaya koydukları sistemde, şifreleme anahtarı (encryption key) halka açıktır, şifre çözme anahtarı (decryption key) ise gizli tutulmaktadır. RSA’daki bu asimetrinin sebebi ise, asal çarpanlara ayırma işleminin pratikteki zorluğudur. RSA algoritması anahtar üretimi, şifreleme ve şifre çözme olmak üzere 3 aşamadan oluşmaktadır. Bir RSA kullanıcısı, iki büyük asal sayının çarpımını üretir ve seçtiği diğer bir değerle birlikte ortak anahtar (public key) olarak ilan eder ancak seçilen asal sayıları ise gizler. Ortak anahtarı kullanan herhangi biri bir mesajı şifreleyebilir, ancak şu anki yöntemlerle eğer ortak anahtarın aldığı değer yeterince büyükse sadece asal çarpanların hangi sayılar olduğunu bilen kişi bu mesajı çözebilir. Orijinal makalede RSA sisteminin çalışması açıklanırken Fermat’ın Küçük Teoremi kullanılmış olsa da genellikle RSA algoritmasının çalışma prensipleri açıklanırken Euler Teoremi kullanılır.
David Chaum, 1981 yılında anonim iletişim araştırmaları alanında temel kabul edilen ‘Takip Edilemez Elektronik Posta, İade Adresleri ve Dijital Mahlaslar’ adlı çalışmasını yayınlamıştır. Chaum, bundan iki yıl sonra ‘Takip Edilemez Ödemeler için Kör İmzalar’ başlıklı makalesini yayımladı. Kendisinin bulmuş olduğu eCash yazılımı kullanıcının yerel bilgisayarından bulunmakta ve bir banka tarafından kriptografik şekilde imzalanmış parayı dijital formatta saklamaktadır. Kullanıcı bu dijital parayla, eCash kabul eden herhangi bir mağazada, o mağazada hesap açtırmadan ya da kredi kartı numarası iletmeden alışveriş yapabilirdi.
1996 yılında ise, kullanıcılarına web sitesi üzerinden altın (ya da diğer değerli metaller) hesabı açmaya izin veren ve bu altınların diğer e-altın hesaplarına anlık transferinin gerçekleştirilebildiği e-altın sistemi ortaya çıktı. 2006 yılında zirve yapan sistemde, yıllık 2 milyar dolar değerinde işlem yapılıyordu ve bu işlem hacmine sadece 71 milyon dolar değerinde altının el değiştirmesi ile ulaşılıyordu. Aynı yıllarda ABD’de M1 için paranın devir hızı yaklaşık 6 olarak, M2 için ise 1,6’nın altında gerçekleşiyordu.
1997 yılının Mayıs ayında, Adam Back tarafından istenmeyen e-posta ve DoS saldırılarını sınırlandırmakta kullanıldığı gibi Bitcoin’in madencilik algoritmasında da kullanılan Hashcash adında bir iş kanıtı (proof-of-work) sistemi önerilmiştir. 1999 yılında eşler arası (peer-to-peer) dosya paylaşım programı olan Napster, bir ana sunucu olmadan sadece nihai kullanıcıların birbirlerine ağ üzerinden bağlanarak birbirlerinin bilgisayarında bulunan dosyaları paylaşmasını sağlamaktaydı. Aynı protokolü kullanan birçok dosya paylaşım sistemi daha sonraları faaliyete geçti ve çeşitli sebeplerden faaliyetlerini sonlandırdı ancak Nakamoto tarafından önerilen Bitcoin ağı da eşler arası bir özellik göstermekteydi. Daha sonra 2002 yılında, 1990’lı yılların ortasında Amerikan Deniz Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı çalışanları Paul Syverson, Michael Reed ve David Goldschlag tarafından çevrimiçi Amerikan istihbarat iletişimin korumak amacıyla temel ilkeleri geliştirilen TOR’un (The Onion Router) alfa sürümü yayımlandı. Bir sonraki yıl, sanal ekonomi kurma ve sanal bir ekonomiye para birimi ekleme adına oldukça başarılı olan Second Life adındaki oyun piyasaya sürüldü ve oyunun içinde kullanılmak üzere para birimi olarak kurucu şirket olan Linden Lab.’in adını alan Linden Doları (L$) ortaya çıktı. Linden Lab. oyunun 10. yıldönümüne ilişkin yayınladığı istatistiklerde oyunda o güne kadar gerçekleştirilen işlem hacminin 3.2 milyar dolar civarında olduğunu ve günde 1.2 milyon işlem gerçekleştiğini açıkladı.
2004 yılında ise Hal Finney var olan iş kanıtı (POW) sisteminin üzerine kurulan ve iş kanıtının tekrar kullanılabilir olmasından faydalanan bir sistem (RPOW) inşa etti. Her nasıl bir altın sikkenin değeri onu yapmak için kullanılan ham altının değeri ile destekleniyorsa, bir RPOW’un değerinin de bir POW elde etmek için gerekli olan gerçek dünya kaynaklarının değeri ile desteklenmesi düşünülüyordu. Finney’in öngördüğü RPOW sürümünde, POW Hashcash’in bir parçası olarak tasarlanmıştı. Nihayet 2009 yılının Ocak ayında, tüm bu teknoloji ve mühendislik alanında gerçekleşen yenilikler ve matematiksel uygulamalar sonucu Bitcoin, Satoshi Nakamoto tarafından bulundu. O tarihten bu yana aynı temel prensiplerle çalışan ancak farklı protokollere sahip bir çok kripto para birimi piyasadaki yerini aldı.
