Zihnin Putları (Idola Mentis)

“İnsan, doğru olmasını tercih ettiği şeye inanmayı tercih eder.”

                                                                                  Francis Bacon

Francis Bacon, ampirizmin (deneyciliğin) kurucu babalarından biri olarak doğa felsefesi ve bilimsel metodun gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bacon’ın oldukça dindar bir Anglikan olduğu bilinmektedir. Felsefenin ve doğal dünyanın tümevarımsal olarak incelenmesi gerektiğine inanmaktadır, ancak yalnızca Tanrı’nın varlığına ilişkin argümanları inceleyebileceğimizi savunmuştur. Tanrı’nın nitelikleri (doğa, eylem ve amaçlar gibi) hakkındaki bilgiler yalnızca özel vahiyden gelebilir. Zihnin putlarından biri olarak biri olarak nitelendirdiği kabile putlarına (Idola Tribus) verdiği Neptün’e tapınma örneği putlara getirdiği eleştirilerin dini boyutları hakkında bize ipucu vermektedir.

Novum Organum, ya da tam haliyle Novum Organum, sive Indicia Vera de Interpretatione Naturae (“Yeni Organon (Araç) veya Doğanın Yorumlanmasına İlişkin Gerçek Yönergeler”) veya Instaurationis Magnae, Pars II (“Büyük Kuruluşun II. Kısmı”) Francis Bacon tarafından Latince yazılmış ve 1620’de yayınlanmış olan felsefi bir çalışmadır. Yeni Organon ifadesi, Aristo’nun mantık ve kıyas üzerine yazmış olduğu Organon eserine bir referans vermektedir. Aristo’nun bu eseri oldukça temel bir eser olup altı bölümden oluşmaktadır. Bunlar; kategoriler (Κατηγορίαι), yorumlama üzerine (Περὶ Ἑρμηνείας), öncül çözümleme (Ἀναλυτικὰ Πρότερα), ardıl çözümleme (Ἀναλυτικὰ Ὕστερα), konular (Τοπικά) ve sofistik çürütmeler üzerine (Σοφιστικοὶ Ἔλεγχοι) olarak adlandırılmaktadır.

Bacon’ın Novum Organum’u ise iki kitaptan oluşmakta ve zihnin putlarına dair ifadeler ya da daha doğru deyişle aforizmalar ilk kitap olan Doğanın Yorumlanması ve İnsan Krallığına Dair Aforizmalar (Aphorismi de Interpretatione Naturae et Regno Hominis) adlı kitapta yer almaktadır.

Idola Mentis 39. Aforizma: “İnsan zihnini kuşatan dört tür put vardır; bunlara (ayrım amacıyla) adlar verdik; birincisine Kabile Putları, ikincisine Mağara Putları, üçüncüsüne Pazar Yeri Putları, dördüncüsüne Tiyatro Putları adını verdik.”

Idola Tribus 41. Aforizma: “Kabilenin putları insan doğasına ve insan kabilesine veya ırkına içkindir; çünkü yanlış bir şekilde insan duyusunun şeylerin standardı olduğu ileri sürülür. Aksine, hem duyuların hem de zihnin tüm algıları evrene değil insana atıfta bulunur. İnsan zihni, kendi özelliklerini farklı nesnelere veren, ışınların yayıldığı, çarpıttığı ve şeklini bozduğu düzensiz aynalara benzer.”

Idola Specus 42. Aforizma: “Mağaranın putları her bireyin putlarıdır çünkü herkesin (insan ırkının ortak hatalarına ek olarak), kendi putları vardır. Bu putlar ya kendine özgü ve tekil eğiliminden ya da eğitiminden ve başkalarıyla ilişkisinden ya da okumalarından ve saygı duyduğu ve hayranlık duyduğu kişilerin edindiği otoriteden ya da zihinde üretilen farklı izlenimlerden doğan putlar üretir. Yine herkes ışığını kesen ve bozan kendi bireysel inine veya mağarasına sahiptir. İnsan ruhu (çeşitli eğilimlerine göre) değişkendir, karışıktır ve sanki tesadüfen hareket eder. Herakleitos, insanların bilgiyi daha büyük ya da ortak dünyada değil, daha küçük dünyalarda aradıklarını söylemiştir.”

Idola Fori 43. Aforizma: “İnsanın insanla karşılıklı ilişkisinden ve toplumundan oluşan putlar da vardır; biz bunlara pazar putları diyoruz, insanların birbirleriyle olan ticaretinden ve birlikteliğinden; çünkü insanlar dil aracılığıyla konuşurlar, ama sözcükler genelin isteğine göre şekillenir ve sözcüklerin kötü ve uygunsuz şekillenmesinden zihin için harika bir engel ortaya çıkar. Bilgili insanların bazı durumlarda kendilerini korumaya ve kollamaya alışkın oldukları tanımlar ve açıklamalar da tam bir çare olamaz; kelimeler hala açıkça anlayışı zorlar, her şeyi karışıklığa sürükler ve insanlığı boş ve sayısız tartışmalara ve yanılgılara sürükler.”

Idola Threatri 44. Aforizma: “Son olarak, çeşitli dogmalardan insanların zihinlerine sızmış olan putlar vardır. Kendine özgü felsefe sistemlerinden ve ayrıca saptırılmış kanıtlama kurallarından ve bunları tiyatronun putları olarak adlandırıyoruz: çünkü şimdiye kadar kabul edilen veya hayal edilen tüm felsefe sistemlerini, hayali ve teatral dünyalar yaratan, ortaya çıkarılan ve oynanan birçok oyun olarak görüyoruz. Yalnızca şimdiki sistemlerden ya da eskilerin felsefe ve mezheplerinden de söz etmiyoruz, çünkü benzer nitelikte çok sayıda başka oyun hala yazılabilir ve birbiriyle uyumlu hale getirilebilir, en zıt hataların nedenleri genellikle aynıdır. Yine, sadece genel sistemleri değil, aynı zamanda gelenek, dolaylı inanış ve ihmal nedeniyle müzmin hale gelmiş bilimlerin birçok unsurunu ve aksiyomunu da ima etmiyoruz. Bununla birlikte, insan anlayışını bunlara karşı korumak için her bir put türünü daha tam ve belirgin bir şekilde tartışmalıyız.”

Bacon’ın idollerinde daha önceki felsefi düşüncenin yansımalarını bulabiliriz. Mağaranın İdolleri, yüksek ihtimalle Platon’un Cumhuriyet’indeki mağara alegorisinden köken almaktadır. Bacon’ın idollerinin üç yüzyıl önceki Roger Bacon’ın Opus Majus’unun I. kısmını oluşturan İnsan Cehaletinin Dört Genel Nedeni’ndeki (Causae Erroris) offendicula ile benzerliğinin tesadüfi olması pek olası değildir. Roger Bacon offendicula’yı gerçek bilgelik ve hakikati elde etmenin önündeki engeller olarak değerlendirmiş ve dört kategoride sınıflandırmıştır:

(1) zayıf veya güvenilmez bir otoriteyi takip etmek,

(2) gelenekler

(3) başkalarının cehaleti ve

(4) kişinin kendi cehaletini sözde bilgiyle gizlemesi.

Buna karşılık, Bacon’ın idollerinde bazı önemli felsefi ve bilimsel temaların öncüllerini kolayca fark edebiliriz. Örneğin Kabile İdolleri, tüm insan sorgulayıcılarında ortak olan ve insan duyularının özelliklerinden ve nesneleri zihne sunma biçimlerinden kaynaklanan önyargıya atıfta bulunur. Bu aracılık önyargısının üstesinden gelip gelemeyeceğimiz ve gerçekliği ne derece bilebileceğimiz konusu John Locke, David Hume ve en ünlüsü Immanuel Kant ve takipçilerinin felsefi katkılarında öne çıkmıştır. Bacon’ın ele aldığı konulara olan ilginin devam ettiğinin bir başka kanıtı da, Pazar Yeri Putları’nın neredeyse doğrudan Sapir-Whorf Hipotezi’ne, dilin kültürel olarak belirlenen özelliklerinin insan bilişini etkilediği ve dolayısıyla gerçekliği kavrayış biçimimizi şekillendirdiği şeklinde tercüme edilebilmesidir.

Genel okuma için: Schroeder, M. J. (2020). Contemporary Natural Philosophy and Contemporary Idola Mentis. Philosophies, 5(3), 19.

Yorum bırakın