Enflasyon

Dolanımda bulunan para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesi nedeniyle ortaya çıkan ve fiyatların toptan yükselişi, para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve parasal süreç.

Enflasyon, zaman içinde satın alma gücünün düşmesi olarak tercüme edilebilecek fiyatlardaki artıştır. Satın alma gücünün düşüş hızı, belirli bir süre boyunca seçilen mal ve hizmetlerden oluşan bir sepetin ortalama fiyat artışına yansıtılabilir. Genellikle yüzde olarak ifade edilen fiyatlardaki artış, bir para biriminin fiilen önceki dönemlerde olduğundan daha az satın aldığı anlamına gelir. Enflasyon, fiyatlar düştüğünde ve satın alma gücü arttığında ortaya çıkan deflasyonla karşılaştırılabilir.

Enflasyon sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artı göstermesidir. Diğer bir deyişle, sadece bazı malların fiyatlarının sürekli artması ya da tüm malların fiyatlarının bir sefer artması enflasyon değildir (TCMB, 2004).

Talep Enflasyonu

Talep enflasyonu genellikle para arzının artmasının tüketimi artırması sonucu ortaya çıkar. Ekonomideki toplam arzın toplam talebi karşılayamaması sonucu fiyatlar yükselir . Bir malın fiyatının artması, aynı mal için daha fazla para harcanmasını gerektirir. Bu da ancak, ya daha az tasarruf yapmamızla ya da gelir artışıyla mümkün olabilir.

Fiyatlarla beraber gelirler ve harcamalar da artarsa, enflasyon artar. Çünkü ellerinde daha fazla para olunca tüketicilerin mal ve hizmetlere olan talebi artar ve satın almak istedikleri mal için daha fazla fiyat verebilirler. Bu noktada, para arzının paraya olan talepten daha fazla artmasının enflasyona yol açtığı unutulmamalıdır.

Eğer talep enflasyonuyla karşı karşıyaysak yani arzdan fazla talep varsa ya da üretilen mal ve hizmet miktarından daha fazlası talep ediliyorsa fiyatlar yükselecek ve enflasyona neden olacak demektir. Bunu önlemenin yolu faizleri artırarak talebi düşürmek ve insanları tüketim yerine tasarrufa yönlendirmektir (Eğilmez, 2015).

Talep Enflasyonu-Sebepler

Daha düşük faiz oranları: Faiz oranlarının düşürülmesi, daha yüksek yatırım ve tüketici harcamalarında bir artış sağlar. Talepteki bu artış enflasyonist baskılarda artışa yol açar.

Ev fiyatlarında artış: Pozitif bir servet etkisi ve artan tüketici harcamaları, yükselen ev fiyatlarından kaynaklanmaktadır. Bu, ekonomik büyümenin artmasına neden olur.

Artan ücretler: Örneğin, daha yüksek ücretler için pazarlık yapan sendikalar.

Devalüasyon: Döviz kurunda, ihracat daha ucuz ve ithalat daha pahalı olduğu için devalüasyon iç talebi artırır. Devalüasyon, ithalat daha pahalı olduğu için maliyet enflasyonuna da neden olur.

Para arzı ve enflasyon

Maliyet Enflasyonu

Enflasyonu sadece talep değil, aynı zamanda arz da etkiler. Üretimde kullanılan her türlü maddenin ve işgücünün maliyetinin artması sonucunda fiyatların artışa geçmesi enflasyon yaratır. İşçi ücretlerindeki sürekli artış, firmaların vergi yükünün artması, hammadde fiyatlarındaki artışlar üretim maliyetlerini artırır ve bu sürecin de fiyatlar genel seviyesini yükseltmesi maliyet enflasyonuna yol açan etkenlerdendir.

Eğer maliyet enflasyonuyla karşı karşıyaysak yani üretim unsurları ve girdilerinin fiyatları talep dışı nedenlerle artıyorsa (örneğin ücretler sendika baskılarıyla yükseliyor ya da enerji maliyetleri petrol ve doğalgaz fiyatlarının uluslar arası alanda artması nedeniyle yükseliyor ve bunlar da enflasyona neden oluyorsa) o zaman faizi arttırdığımızda enflasyon da artar. Çünkü faiz de bir maliyet unsudur (finansman maliyeti) ve buradaki artış enflasyonun daha da artmasına yol açabilir (Eğilmez, 2015).

Maliyet Enflasyonu-Sebepleri

İşçilik, hammadde veya sermaye mallarındaki kıtlıklar veya maliyet artışları, şirketlerin maliyetleri kısmak için üretimlerini kısmalarına neden olabilir. Bu fenomenler, şirketlerin tüketicilere aktarmaya karar verdiği genel tedarik maliyetlerini de artırabilir.

Tedarik zinciri sorunları, fiyatları artıran tekeller, doğal afetler, yeni düzenlemeler veya yurt dışından sevk edilen mallar için döviz kurlarındaki değişiklikler gibi başka nedenlerle de ortaya çıkabilir.

Maliyet enflasyonu senaryosunda, bir ürün veya hizmete yönelik talep, söz konusu ürün veya hizmetlerin arzını sürdürme fiyatı artsa veya arz yetersiz kalsa bile aynı kalır. Bir ürüne olan talep, fiyat arttıkça azalırsa, fiyatlar dengelenme eğilimi gösterir ve maliyet yönlü enflasyondan kaçınılır.

Ücret-Fiyat Sarmalı ve Enflasyon

Ücret-fiyat sarmalı, daha yüksek ücretlerin bir sonucu olarak fiyat artışları olgusunu tanımlayan ekonomik bir terimdir. İşçiler ücret zammı aldıklarında daha fazla mal ve hizmet talep ederler ve bu da fiyatların yükselmesine neden olur. Ücret artışı, tüketiciye daha yüksek fiyatlar olarak yansıyan genel işletme giderlerini etkili bir şekilde artırır. Esasen sürekli bir döngü veya tutarlı fiyat artışlarının döngüsüdür.

Enflasyonun maliyet kaynaklı kaynağı olarak da bilinir. Enflasyonun bir başka nedeni, monetaristlerin para arzından kaynaklandığına inandıkları talep enflasyonu olarak bilinir.

Ücret-fiyat sarmalı, arz ve talebin toplam fiyatlar üzerindeki etkisinden kaynaklanır. Yaşam maliyetinden daha fazla kazanan insanlar, tasarruf ve tüketici harcamaları arasında bir dağıtım karışımı seçerler. Ücretler arttıkça, bir tüketicinin hem tasarruf etme hem de tüketme eğilimi de artar.

Örneğin bir ekonominin asgari ücretinin artması, ekonomideki tüketicilerin daha fazla ürün satın almasına neden olacak ve bu da talebi artıracaktır. Toplam talepteki artış ve artan ücret yükü, işletmelerin ürün ve hizmet fiyatlarını artırmasına neden olmaktadır. Ücretler daha yüksek olmasına rağmen fiyatların artması işçilerin daha da yüksek maaş talep etmelerine neden oluyor. Daha yüksek ücretler verilirse, ücret seviyeleri artık desteklenemez hale gelene kadar döngüyü tekrarlayan fiyatların ardından arttığı bir sarmal meydana gelebilir.

Hükümetler ve ekonomiler istikrarlı enflasyondan veya fiyat artışlarından yanadır. Bir ücret-fiyat sarmalı genellikle enflasyonu ideal olandan daha yüksek yapar. Hükümetler, Federal Rezerv veya bir merkez bankasının eylemleri yoluyla bu enflasyonist ortamı durdurma seçeneğine sahiptir. Bir ülkenin merkez bankası, ücret-fiyat sarmalını frenlemek için para politikasını, faiz oranını, zorunlu karşılıkları veya açık piyasa işlemlerini kullanabilir.

Beklenti Enflasyonu

Enflasyona dair bekleyişler de enflasyonu etkileyen önemli bir unsurdur. Beklentiler enflasyonun artmayacağı yönünde olduğu sürece talep ve maliyet enflasyonu artışı devam etmez. Bunun aksine bir beklenti oluştuğu sürece davranışlar buna göre şekillenir ve enflasyon artar.

Enflasyonun Maliyeti

-Karar Alma Sürecinde

Yüksek enflasyon nedeniyle bireylerin ve firmaların fiyat algılamaları bulanıklaşır. Yüksek enflasyon ortamında her şeyin fiyatı sürekli ve orantısız arttığı için neyin ucuz, neyin pahalı olduğunu anlamak zorlaşır.

Enflasyonist ortamın yarattığı belirsizlik, bireylerin ve firmaların geleceğe ilişkin endişelerini artırarak uzun vadeli kararlardan kaçınmalarına yol açar. Örneğin, fabrika kurmak, üretim yapmak ve kâra geçmek kısa sürede gerçekleşemez. Eğer gelecek 5-10 yıllık dönemde ekonominin seyri yaklaşık olarak tahmin edilemiyorsa, bu tür uzun vadeli düşünceler ertelenir veya hiç gerçekleştirilmez. Bu da istihdamı, ülke kalkınmasını ve refahını olumsuz etkiler

Güncel verilere ulaşmak için tıklayınız.

-Yatırım Sürecinde

Enflasyonun önceden tahmin edilemeyen değişikliklere neden olarak yarattığı belirsizlik, yatırımcının kendini garantiye almak ve riskten korunmak için fazladan bir getiri talep etmesine ve dolayısıyla reel faizlerin  yükselmesine yol açar. Bu da, borçlanma maliyetlerini artırarak, üreticinin kredi taleplerini kısıtlayan ve yatırımı engelleyen bir unsur olarak ortaya çıkar.

-Yatırım Sürecinde

Enflasyon, iş insanlarını ve üreticileri yatırım ve üretim yapmaktan alıkoyar. Örneğin, firmalar yeni fabrikalar açıp, yeni istihdam imkanları yaratmak gibi uzun ve emek isteyen iler yerine tasarruflarını enflasyondan daha fazla getiri sağlayabileceklerini düşündükleri yabancı para, bina, arsa gibi araçlara kaydırarak üretim yapmadan kazanç elde etmeye yönelirler.

-Kredi Piyasasında

Yüksek enflasyon, finans piyasalarının gelecekle ilgili öngörü yapabilmelerini zorlaştırarak kredi piyasasının verimliliğini ve dolayısıyla kullanılabilecek kredi miktarını düşürür. Bu da, hem tüketicilerin hem de üreticilerin özellikle uzun vadelerde kredi alabilmelerini engeller. Örneğin, ülkemizde 25-30 yıla yayılan uzun vadeli ev kredisi alma imkanı olmadığı için genç yaşta ev sahibi olma olanağı son derecede kısıtlıdır.

-İşgücü Piyasasında

Yüksek enflasyon işgücü piyasasının verimli çalışmasını engeller. Dengesiz bir ekonomik büyüme işgücü talebinin de dengesiz olmasına yol açar. Halbuki fiyat istikrarının sağlandığı bir ortam, işgücü piyasasının daha istikrarlı olmasını, işten çıkarmaların azalmasını ve istihdamın artmasını sağlar.

-Dış Piyasada

Enflasyonist ortam, yarattığı belirsizlikle ülkenin diğer ülkelerle rekabet edebilme gücünü zayıflatır, dış ticaret dengesini bozucu etki yapar. Diğer yandan ülkeye gelen yabancı sermayenin ağırlıklı olarak kısa vadeli olmasına yol açar ve ekonomideki kırılganlığı artırır. Sonuçta, büyümeyi ve istihdamı destekleyecek olan uzun vadeli doğrudan yatırımlar ülkeye gelmez.

-Toplumsal Alanda

Yüksek enflasyonun neden olduğu belirsizlik, sosyal ve siyasi ilişkilerde kısa vadeli, çıkarcı ve ahlaki olmayan davranışları artırır. Enflasyon, toplumun düşük gelirli kesimine daha fazla zarar verir ve yoksullaşmayı artırır.

Türkiye ve Enflasyon

Temel Nedenleri;

  1-Kamu açıklarının Merkez Bankası’ndan finansmanı (1970’lerin ikinci yarısı ve 1980’lerin başları)

  2-Çok hızlı artan açıklar ve yarattığı baskılar (1990’lar ve sonrası)

Enflasyonu besleyen diğer unsurlar;

Üretken olmayan yatırımlar.

Politik istikrarsızlıklar, devamlı bir seçim ortamının yaşanması, bunun sonucu olarak ekonomi başta olmak üzere hemen her alanda kısa vadeli uygulamalar.

Kamunun, özellikle tekel olduğu alanlarda açıklarını finanse etmeye yönelik, fiyatlama politikaları.

Hammadde fiyatlarında, özellikle de ham petrol fiyatlarında, zaman zaman dünyada yaşanan artışlar.

Deflasyon

Ekonomide deflasyon, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesindeki düşüştür. Deflasyon, enflasyon oranı %0’ın (negatif enflasyon oranı) altına düştüğünde meydana gelir. Enflasyon zamanla para biriminin değerini düşürür, ancak ani deflasyon onu artırır. Bu, aynı miktarda para birimi ile eskisinden daha fazla mal ve hizmetin satın alınmasını sağlar. Deflasyon, enflasyon oranındaki bir yavaşlama olan dezenflasyondan farklıdır.

Ekonomistler genellikle ani bir deflasyon şokunun modern bir ekonomide bir sorun olduğuna inanırlar, çünkü özellikle deflasyon beklenmedikse, borcun gerçek değerini artırır. Deflasyon ayrıca resesyonları ağırlaştırabilir ve deflasyonist bir sarmala yol açabilir.

Bazı iktisatçılar, uzun süreli deflasyon dönemlerinin bir ekonomideki teknolojik ilerlemenin temelinde yatan şeyle ilgili olduğunu, çünkü verimlilik arttıkça (TFP) malların maliyetinin düştüğünü iddia ediyor.

Deflasyon genellikle arz yüksek olduğunda (üretim fazlası meydana geldiğinde), talep düşük olduğunda (tüketim azaldığında) veya para arzı azaldığında (bazen dikkatsiz yatırım veya kredi sıkışıklığından kaynaklanan bir daralmaya tepki olarak) veya bir ekonomiden net sermaye çıkışı. Ayrıca, çok fazla rekabet ve çok az pazar konsantrasyonu nedeniyle de ortaya çıkabilir.

Ekonomi hakkında daha fazla öğrenmek için Prof. Dr. Mahfi Eğilmez’in bloguna buradan ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın