Para, belirli bir ülkede veya sosyo-ekonomik bağlamda, genellikle mal ve hizmetler için ödeme ve vergiler gibi borçların geri ödenmesi olarak kabul edilen herhangi bir öğe veya doğrulanabilir kayıttır.
Para sözcüğü ile genellikle madenî para ve banknotlar kastedilmekle birlikte; ekonomide, vadesiz mevduatlar ve kredi kartları da parayı meydana getiren unsurlardan sayılır. Vadeli mevduat, devlet tahvili gibi değişim araçları ise para benzeri olarak değerlendirilir.
Nakit (Efektif), kağıt veya madeni paralara verilen genel isimdir
Banknot, taşıyana, üzerinde yazan miktarın ödenmesinin, çıkaran kuruluş tarafından garanti edildiği faiz taşımayan kıymetlerdir. Yasal ödeme aracıdır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TL Banknot basmaya yetkili tek kurumdur.
Para sözcüğü Türkçeye, Farsça pâre (küçük parça) sözcüğünden geçmiştir. Para bir ülkenin para sahasına dâhil olan madeni ve banknot sistemini içeren tüm para varlığıdır. Para sahası da bir paranın yürürlük alanı anlamına gelir ve mal, hizmet takasını sağlar. Para birimi ise genellikle ülkelerin para türleriyle eş anlamda kullanılır. Bu nedenle para birimi, paranın bir alt biçimi olarak görülür.
Çoğu para birimi, uluslararası döviz piyasalarında da işlem görür. Bu piyasalardaki değerler de kambiyo ya da döviz kuru adını alır. Piyasada bulunan neredeyse tüm nominal para değerleri, ana birim ve bunun yüzde biri değerinde olan alt birimlerden oluşan ondalık sayı sistemine dayanır.
Para, tarihsel olarak, bir meta olarak içsel değere sahip olan, ortaya çıkan bir piyasa olgusuydu; neredeyse tüm çağdaş para sistemleri, kullanım değeri olmayan, desteklenmemiş itibari paraya dayanmaktadır.
Sonuç olarak değeri, bir hükümet veya düzenleyici kurum tarafından yasal ihale olarak ilan edilmiş olan sosyal sözleşmeden türetilir; yani ABD doları ya da TL söz konusu olduğunda, “kamu ve özel tüm borçlar” için ülke sınırları içinde bir ödeme şekli olarak kabul edilmelidir. Sahte paranın dolaşımı veya yurt içi aşırı enflasyon gibi kamu güvenini aşındıran bağlamlar, iyi paranın değerini kaybetmesine neden olabilir.
Gresham Kanunu
1965 Madeni Para Yasası kabul edildiğinde, gümüş sikkeler Kanada’da (1968’e kadar) ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (1964’e kadar on sentler ve çeyrekler için ve 1970’e kadar yarım dolarlar için) geniş çapta dolaşımdaydı. Bu ülkeler, daha ucuz metallere geçerek madeni paralarının değerini düşürmüş, böylece eski gümüş madeni paraların arzına göre yeni değeri düşürülmüş para birimini şişirmiştir.
Gümüş madeni paralar, vatandaşlar onları hem koleksiyon değeri için hem de yeni şişirilmiş ve dolayısıyla devalüe olmuş madeni paralar üzerindeki metal içeriğinin sabit cari ve gelecekteki gerçek değerini yakalamak için günlük işlemlerde daha yeni madeni paraları kullanarak ellerinde tuttukları için dolaşımdan kaybolmuştur.
Senyoraj
Senyoraj paranın değeri ile onu üretme ve dağıtma maliyeti arasındaki farktır. Terim iki şekilde uygulanabilir:
Madeni paradan türetilen senyoraj, bir paranın (metal içeriği ve üretim maliyetleri) toplam maliyetine eklenen ve darphane müşterisinin siyasi bölgenin hükümdarına gönderilen bir vergidir.
Banknotlardan türetilen senyoraj daha dolaylıdır; banknot karşılığında edinilen menkul kıymetlerden kazanılan faiz ile banknotların basım ve dağıtım maliyetleri arasındaki farktır.
Paranın Fonksiyonları
Değişim (mübadele) aracı olması
Hesap birimi olma (değer ölçme) fonksiyonu
Değer biriktirme aracı olma fonksiyonu
Vadeli ödemelerde kullanılabiliyor olması
Konvertibilite
Konvertibilite, genel olarak bir değerin bir başka değere dönüştürülebilmesi işlemini ve bu işlemin hangi koşullarla yapılacağını ifade eder. Konu para olduğunda konvertibilite, bir ülke parasının altına veya diğer ülke paralarına, adına kur ya da parite denilen bir ölçü çerçevesinde dönüştürülebilmesi anlamına gelir.
Bir başka ifadeyle eğer bir ülkenin parasını o ülkenin bankalarına götürüp karşılığında yabancı bir ülke parası almak istediğinizde kur denilen ölçü uygulanarak alabiliyorsanız bu durum bulunduğunuz ülke parasının konvertibl olduğunu gösterir (Eğilmez, 2014).
Eğer bir ülkenin parası başka ülkelerin bankaları ya da kişi ve kurumları tarafından da ödeme aracı olarak kabul ediliyorsa o para sadece konvertibl değil aynı zamanda rezerv para konumundadır. Dolar ve Euro, hem konvertibl hem de rezerv paraya örnektir. Kısmen Yen, Pound, İsviçre Frangı da benzer konumda kabul edilebilir.
Likidite
İşletmelerde, ekonomide veya yatırımda piyasa likiditesi, bir bireyin veya firmanın bir varlığın fiyatında ciddi bir değişikliğe neden olmadan bir varlığı hızlı bir şekilde satın alabileceği veya satabileceği bir piyasa özelliğidir.
Likidite, bir finansal ürün, menkul kıymet yada gayrimenkulun nakde çevrilebilme kolaylığına verilen isimdir. Bir menkul kıymet, değerini çok fazla kaybetmeden nakde çevrilebiliyorsa, ilgili menkul kıymetin likit olduğu söylenir.
Paranın Tarihi- Mal Para
Mezopotamya’da bulunan bu kil tablet, 2500 yıl önce, 22,000 litre arpa, 7 kilo yün ve 15 litre yağ ile bir arazi satın alan Tupsikka adında bir kişiyi anlatmaktadır.

Bu kil tablet dünyanın herhangi bir yerinde bulunan en eski yazılardan biri sayılmaktadır. Milattan önce 3100 ila 3000 yıllarında Mezopotamya’da yazılmış olan bu tablette, işçilere günlük erzakları dahilinde verilen bira kayıtları yazmaktadır.

Antik Yunan’da mallar, yerine getirdikleri para fonksiyonlarına göre sınıflandırılmıştır.
Değer ölçüsü: Sığır
Değer biriktirme: Mücevher
Takas aracı: Şarap, bakır, demir ve köleler
Ödeme aracı: Demir çubuk ve uzun çivi
Paranın Tarihi- Metal Para
Tek maden (normalde altın) burada madeni para birimi olarak görülür.
Altın sikke sistemi: Altın madeni paralar ödeme aracıdır. Bunun yanı sıra her zaman altınla değiş- tokuş edilebilen banknotlar da tedavülde yer alır.
Altın külçe sistemi: Tedavülde altın yerine ödeme aracı olarak banknotlar, madeni paralar kullanılır. Ancak bu paralar karşılığında altın merkez bankasında rezerv olarak tutulur.
Altın kambiyo sistemi (Bretton-Woods Sistemi): Merkez bankası rezervleri altın ve parası altına endeksli diğer ülkelerin dövizlerinden oluşur. Bu sistem 1971’de ABD’nin dolar karşılığında altın vermeyeceğini açıklamasıyla son bulmuştur.
Çift maden (altın ve gümüş) burada madeni para birimi olarak kullanılır.
Çift metal para sisteminde her iki metal arasında sabit bir döviz kuru ilişkisi vardır. Buradaki sorun; metaller arası değişen kıtlık durumuna göre bu nominalin gerçek değişim ilişkisinden farklılaşabilmesidir.
Gresham Yasası (Kötü para iyi parayı piyasadan kovar), mal ve hizmetlerin yüksek değerli para yerine; düşük değerli parayla bir biçimde ödenmesini kapsar. Altın ve gümüş arasındaki değer ilişkisi bir yasayla belirlendiğinde ve bu ilişki madenlerin piyasa fiyatlarına uymaz ya da madenlerin piyasa fiyatları değişirse, bunun sonucunda insanlar piyasa işlemlerinde değeri düşük sikkeyi kullanır, fiyatlar düşük değerli sikkeye yön vermeye başlar ve değeri yüksek sikkeler tedavülden kalkar.
Aşağıdaki örnek, 2.500 yıl önce Lidya Krallığı’nda (Günümüzde Türkiye’de bulunuyor) basılan, dünyanın bilinen ilk sikkelerinden biri. Doğal olarak oluşan altın ve gümüş alaşımı olan elektrumdan imal edilen bu düzensiz şekilli paralar, belli bir ağırlık standardına uygun olarak basılmış ve ağırlık ve saflığının garantisi olarak kullanılan sembollerle damgalanmıştır.

Brutus ve iki hançer arasında Pileus’un yer aldığı gümüş sikke. Roma Cumhuriyeti. MÖ 43-42

EID MAR (Eidbus Martiis- 15th of March)
Roma İmparatoru Claudius’un altın (aureus) madalyonu. Roma. MS 46-47

Akçe: Gümüş Metal Para
İstanbul’daki Süleymaniye Camii’nin 1550’lerde inşa edildiğinde 59 milyon akçeye mal olduğu hesaplanmaktadır.
(1524) 1640 sonrası 1 Para= 3 akçe
1688’de bir kuruşun 1⁄40’ına denk gelen Osmanlı kuruşuna geçildi.
1844’te bir kuruş, yeni tanıtılan Osmanlı Lirasının 1/100’ü idi.

İlk çağda sikke basma hakkı her asilzadenin elde etmeye çalıştığı bir ayrıcalıktı. Bunun nedeni de sikke düzenlemesinin ayrıcalıklı bir egemenlik hakkı oluşuydu. Bu da, her sikke türünün şiddetli fiyat dalgalanması olduğu için, karşılaştırılması olanaksız pek çok değerin tedavülde olmasına neden oluyordu.
Ortaçağda alışılmış sikkeler tedavülde olduğu için yabancı bir sikkenin para değeri, değerli maden oranıyla belirleniyordu. Bu da bölgeler üstü ticareti engel oluşturuyordu. Ticareti kolaylaştırma ve güç odaklanması ise ulusal tek paraya olan eğilimi artırdı.
Avrupa’da ilk olarak Fransa, madeni para hakkını merkezi yönetimi ve kraliyet gücüyle garanti altına almıştır.
1640 ve 1641’de “Louis D’or” adlı para birimi çıkarılmıştır. 1795 yılında Fransız Frangının tedavüle girmesiyle birlikte ilk kez ondalık sisteme geçilmiştir. Napolyon’un seferleriyle de bu para ve onluk parçaları Avrupa’ya yayılmıştır.

İtibari Para
İtibari para, hükümet kararına dayalı çıkartılan, altın, gümüş vs. karşılığı olmayan, altında imzası olan yere ve düzenlediği kağıdın taklit edilemeyeceğine güven üzerine kurulmuş, mal ve hizmet alışverişi için kullanılan banka kağıdı veya kâğıt para demektir. Günümüzde dolaşımda olan paralar bu şekildedir.
17. asırda İngiliz kuyumcuları ellerindeki altın ve kıymetli eşyaların kaybolma ve çalınmaya karşı teminat altına almak için Londra’daki darphaneye teslim ediyorlardı. 1640 yılında İngiltere Kralı I. Charles’ın tüccarların Londra Kulesi’nde saklanan altın külçelerine el koyunca devlete olan güven sarsılmıştır. Bunun üzerine kuyumcu olan Goldsmith’ler kasa yaptırıp bu külçeleri orada saklamışlar ve bunların karşılığında Goldsmith’s notes (Goldsmith Kağıdı) adı verilen hamiline yazılı bir kâğıt vermişlerdir.,

Ülkede yaygınlık kazanan bu kâğıtlar ilk banknot sisteminin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 1963 yılında Londra Mahkemesi Goldsmith’lerin tam karşılığı olmayan kâğıt vermesini yasaklamıştır.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1944 yılı Temmuz ayında Amerika Birleşik Devletleri’nin New Hampshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında 44 ülkenin katılımı ile gerçekleştirilen konferans ile dünya ticaretini geliştirici finansal sistem üzerinde görüşmeler sağlanarak anlaşma imzalanmıştır. “Uluslararası Para Anlaşması” ile uluslararası ödemelerde kullanılacak yeni bir sistem geliştirilmiştir.
Bretton Woods anlaşması ile Dolar, altına dönüşebilen tek para birimi olarak kabul edilmiş ve 1 ons altın 35 dolar olacak şekilde düzenlenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri dış talep olduğunda doları bu tutar karşılığında altına çevirmeyi kabul etmiştir. Diğer ülke birimlerinin değeri de dolar göre belirlenecektir.
Manipülasyona uğramış kâğıt para değerleri: Altınla konvertibilitesi olmayan bu kâğıt paraların ödeme gücü artırılabilir. Günümüzde para miktarını, her devletin kendi bağımsız merkez bankası kontrol etmektedir. Nakit paranın altın ya da döviz rezervleriyle değişimi olanaksızdır.
1971’de ABD Başkanı Richard Nixon’un Amerikan Dolarının altın karşılığını kaldırmasıyla birlikte modern siyasi iktisatta paraların tamamına yakını kâğıt paraya dönüşmüştür. Bu bağlamda Avusturya Okulunun (İktisadi düşünce okulu) terimlerinden olan itibari para (Fiat Money) yerini almıştır.
Bankaların Kısmi Rezerv Sistemi’nde (KRS) kredi vermek suretiyle yarattıkları sanal paradır. Borca Dayalı Para Sistemi (BDPS) denen mevcut küresel finans sisteminde piyasadaki paralar içinde fiziksel para %10’luk kısmı oluştururken Kaydi Para %90’lık kısımdır. Yani piyasadaki paranın %90’ı bankalarca yaratılmaktadır.
Kısmi rezerv, müşterilerin yatırdığı paraların bir kısmının kredi olarak verilmesi ve yalnızca küçük bir kısmının çekilmeye hazır bir şekilde gerçek nakit para olarak tutulması yoluyla ticari bankaların kar etmelerini sağlayan bir bankacılık sistemidir. Uygulama açısından bakıldığında, bankacılık sistemi müşterilerin bankaya yatırımlarını kullanarak hiç yoktan para yaratmış olur.
Diğer bir deyişle, bu bankalar kendi finansal hesaplarına yatırılan paradan minimum bir yüzdeyi tutmakla yükümlüdür yani paranın geri kalanını kredi olarak verebilirler. Banka kredi verdiğinde, hem banka hem de parayı borç alan kişi parayı bir varlık olarak kabul eder, böylece ekonomik anlamda en baştaki miktar ikiye katlanmış olur. Bu para daha sonra çok defa tekrar kullanılır, tekrar yatırılır ve tekrar borç verilir. Dolayısıyla bir çarpan etkisi ortaya çıkar ve bu sayede kısmi rezerv bankacılığı “yeni para yaratmış” olur.
Kredi Kartı
Kredi kartı, bankaların ve bazı finansman kuruluşlarının müşterilerine verdiği, anlaşmalı POS cihazı bulunan alışveriş noktalarında ödeme amaçlı veya banka ATM’lerinden nakit avans çekmek amaçlı kullanılabilen, yapılan harcamaların aylık olarak bankaya tek seferde ya da taksitlerle ödenmek zorunda olunduğu, nakit paraya alternatif bir ödeme aracıdır.

Döviz
Yabancı ülkelerin paralarına genel bir terim olarak ‘döviz (foreign exchange)’ denilmektedir. Döviz kuru, bir ülke parasının başka bir ülke parası cinsinden fiyatıdır (1 € = 28,325 TL).
Bir birim dövizin ulusal para cinsinden fiyatına ‘enserten (incertain-dolaysız kotasyon) döviz kuru’ denir. Bir birim ulusal paranın döviz cinsinden fiyatına ‘serten (certain- dolaylı kotasyon) döviz kuru’ denir.
Enserten kurun yükselmesi (serten kurun düşmesi) ulusal paranın dış değerinin düştüğünü ifade eder. Aksine enserten kurun düşmesi (serten kurun yükselmesi) ulusal paranın dış değerinin yükseldiğini ifade eder.
Dolar dışında iki farklı ulusal para arasındaki değişim oranının dolar kurları üzerinden hesaplanmasıyla bulunan kura “çapraz kur” denilmektedir. Örneğin 1€ = 1,10$ biçiminde ifade edilen kurlara çapraz kur denir. Eğer 1$=25,75 TL olduğu biliniyorsa, çapraz kur bilgisi kullanılarak €’nun TL fiyatı hesaplanabilir (1€=28,325 TL).

Döviz Kuru Sistemleri

Sabit Kur Sistemi
Yaklaşık 30 ülke tarafından kullanılmaktadır. Bosna-Hersek, Bulgaristan, Danimarka, Türkmenistan, Irak, Suudi Arabistan, Katar, vs.
Sabit kur, yerel para biriminin değerinin, başka bir para biriminin veya para birimleri sepetinin değerine veya altın gibi başka bir değere bağlandığı kur düzenidir. Ölçü alınan bu değerler yükselip düştükçe, bunlara bağlanmış olan yerel para biriminin de değeri değişir. Kur değeri alt ya da üst limit çizgisini geçerse kura müdahale edilir. Sabit kur uygulaması için ülke döviz rezevlerinin yeterli düzeyde ve sürekli dış finans kaynaklı olması gerekir.

Esnek Kur Sistemi
Esnek kur sistemine yüzen veya serbest değişken kur adları da verilir. En belirgin şeklinde bu sistemde, döviz piyasaları üzerinde hiçbir devlet müdahalesi yoktur. Döviz kurları tamamen piyasadaki döviz arz ve talebine göre oluşur.
Kriptoparalar
Kripto para birimleri, kendileri aracılığıyla yapılan işlemlerin güvenliğini sağlama ve para basma sürecini yönetmek ve işlem protokollerini belirlemek için kriptolojinin alt dalı olan kriptografiyi (şifreleme bilimi) kullanan para birimleridir. Kripto para birimleri, genel anlamda alternatif para birimlerinin, daha dar anlamda ise dijital para birimlerinin bir alt kümesi olarak sayılmaktadır.
Merkezi bir otoriteye (devlete veya ilgili kurumuna) bağlı olmaksızın, insanlar tarafından para basma ve bunun bir değere sahip olması, ticari işlemlerde kullanılması fikri, oldukça eskiye dayanan bir fikirdir. Kişisel bilgisayarların ve özellikle internet gibi geniş kitlelere yayılmış olan bir ortamın bulunması bu fikrin modern bir yorumu olan kripto para birimlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kripto para birimleri, günümüzde isteyen her oluşum tarafından piyasaya sürülebilmektedir. Buna karşın piyasaya sürme işlemini ve para ile ilgili diğer işlemleri kontrol eden herhangi bir kurum ya da kuruluş bulunmamaktadır. Bireyler bu kripto para birimlerini ödemelerde kabul etmek, onlarla işlem yapmak gibi konularda teorik olarak tamamen özgür durumdadırlar.
Kripto para birimlerinin ve özellikle öncül olan para birimi Bitcoin’in getirdiği teknolojik bir yenilik olan blok zinciri teknolojisi insanların hayatını etkileyen birçok alanda dönüşüme neden olmuştur. Örneğin yüzyıllardır taraflar arasındaki sözleşmelerin hukuki geçerliliğini güçlendirmek üzere başvurulan noterlik müessesesinin yaptığı işi bir ağa bağlı herkesin daha güvenilir biçimde gerçekleştirmesini sağlamış, bunun da ötesinde e-devlet uygulamaları, sağlık kayıtları, bilimsel araştırmalar gibi birçok verinin güvenliğinin sağlanmasında yenilikçi çözümler getirmiştir.
Kripto para birimleri diğer yandan da farklı iktisadi fikirler, matematiğin gelişimi, bilgisayar biliminin geldiği nokta, şifreleme tekniklerinin gelişmesinin ortak sonucu olan bir ürün olarak değerlendirilebilir. Ancak bu ürün nihai şeklini almış bir ürün değildir ve zaman içinde gelişen bir yapıya sahiptir.
Madencilik
Kripto para yaratma ya da daha klasik olarak para basma işlemine madencilik (mining) denilmektedir. Madencilik, hesaplama yetkisini ve işlem gücünü kullanarak matematiksel işlemleri gerçekleştirme işlemi sonucunda üretilen kripto para birimlerini elde etme sürecinin genel adıdır. Bu işlemleri yapmak için, sunulan yazılımı indirerek donanımları üzerinde yoğun işlemci gücü gerektiren işlemleri gerçekleştiren ağdaki bireylere “madenci” denilmektedir.
Blok Zinciri
Blok zinciri, kripto para birimi işlemlerinin kaydedildiği genel bir kayıt defteri görevi üstlenir. Alışılmışın dışında bir çözümle bu işlem örneğin Bitcoin yazılımı çalıştıran nodların iletişim kurduğu bir ağ tarafından blok zinciri üzerinden gerçekleştirilir. “X kişisi, Y kişisine Z miktarında kripto para birimi göndermektedir” mesajı hazır olan yazılım uygulamaları aracılığıyla ağa bağlı olan her birime iletilir. Ağa bağlı olan birimler işlemleri değerlendirebilir, kendilerine gelen mesajı kendi kayıt defteri kopyalarına eklerler ve bu kayıt eklentilerini ağa bağlı olan diğer birimlerle paylaşırlar.
Merkez Bankası
TCMB 11 Haziran 1930’da kurulmuş, 3 Ekim 1931’de faaliyete geçmiştir.
Temel Görevleri:
– APİ yapmak
– Hükümetle birlikte TL’nin iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak
– Bankaların ve diğer mali kurumların ZKO ve disponibilite ile ilgili işlemleri yapmak
Mevduat kabul eden bankaların taahhütlerine karşılık olarak nakit veya kolaylıkla nakde çevrilebilir, diğer bir ifadeyle likiditesi yüksek değerler bulundurma zorunluluğu olarak ifade edilmektedir. Bankalardaki mevduat ile bu mevduata karşılık bulundurmak zorunda oldukları nakde çevrilebilecek değerler arasındaki ilişkiyi ifade eden disponibilite oranı piyasanın likiditesini etkileyen bir para politikası aracı olarak kullanılmaktadır.
Reeskont ve avans işlemleri yapmak
Ülkenin altın ve döviz rezervlerini yönetmek
TL’nin hacim ve tedavülünü düzenlemek
Para arzı, bir ekonomide bir dönemde piyasada bulunan para stokuna verilen addır. M harfiyle gösterilir. Bu kavram emisyon hacminden büyüktür, içinde emisyon yani dolaşımdaki banknotlar ve madeni paralara ek olarak başka satın alma araçları da vardır.
Para arzının çeşitli şekillerde ölçülmesi mümkündür. Bu ölçümler genellikle iki grupta toplanır; dar para arzı ve geniş para arzı.
Dar Para Arzı
Dar para arzı iki şekilde ölçülür: M0 ve M1.
M0, en dar anlamdaki para arzıdır. TCMB tarafından dolaşıma çıkarılmış banknotlarla (emisyon hacmi), Darphane tarafından dolaşıma çıkarılmış madeni paranın toplamından bankaların kasalarında bulunan nakit paranın düşülmesiyle bulunan toplamı gösterir. M0 = (Dolaşımdaki Banknotlar + Madeni Paralar) – Banka kasalarındaki nakit
M1, M0’a bankalarda bulunan vadesiz mevduatın da eklenmesiyle ortaya çıkar. M1 = M0 + Vadesiz Mevduat
Geniş Para Arzı
Geniş para arzı da iki şekilde ölçülür: M2 ve M3.
M2, M1’e vadeli mevduatların eklenmesiyle bulunur. M2 = M1 + Vadeli mevduat
M3, en geniş para arzıdır, M2’ye repo ve para piyasası fonları ve ihraç edilen menkul kıymetler eklenerek bulunur. M3 = M2 + Repo + Para piyasası fonları + İhraç edilen menkul kıymetler

Merkez Bankası- M1 ve M3 Para Arzı Yıllık Oransal Değişim
Banknot ihracı imtiyazı TCMB’dedir. Hükümetle birlikte enflasyon hedefini belirler ve buna uyumlu para politikası uygular. Olağanüstü hallerde TMSF’ye avans vermeye yetkilidir Para politikası araçlarını serbestçe kullanır (araç bağımsızlığı) Nihai kredi merciidir. Mevduat kabulünde ve ödünç para vermede faiz oranlarını serbestçe belirler. Bankalardan gerekli istatistik bilgileri toplar.
Para politikası , paranın miktarını, maliyetini ve firmalar ile hane halklarının bekleyişlerini etkileyerek temel amaçlara ulamaya yönelik olarak oluşturulan stratejiler bütünü olarak tanımlanabilir. Diğer bir tanımlamayla da, para politikası paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik alınan kararları ifade eder.
